Almanya'nın sakladığı öteki soykırımı: Namibya Soykırımı
Almanya'nın Musevilere karşı II. Dünya Savaşı'nda yaptığı soykırımı herkes biliyor. Almanya bu soykırımı kabul ediyor. İşlediği bu suçtan dolayı yeryüzündeki musevilere milyarlarca dolara varan ödenceler yapmak zorunda kaldı. Almanya işlediği bu yabani suç nedeni ile bugün bile İsrail'e karşı kendisini borçlu hissediyor, her zaman İsrail'in politikalarını gözü kapalı destekliyor. Bir anlamda kendi suçunun cezasını Filistinlilere ödetiyor.
Ancak Ermeni savlarını bile kendi meclisinde "soykırım" olarak kabul eden Almanya, Afrika'da işlediği öteki soykırım konusunda çok sessiz! Alman meclisi bu konuyu hiç gündeme getirmedi! Namibya soykırımı!
Ancak Almanya'nın Ermeni girişimlerinden sonra, Almanya'nın bu ikiyüzlülüğü bazı kişileri Namibya Soykırımı konuşmaya yöneltti. Son dönemde gittikçe gündeme gelen bu konuda sonunda Alman meclis başkanı da konuştu. Ancak daha yalnızca konuşmada kaldı. Alman meclisinin bu soykırımı tanıma yönünde hiçbir girişimi olmadı. Çünkü soykırımı tanırsa, arkasından daha kötü bir "soykırımcı" ağırlığı ve para ödemeleri gelecek!
Almanya Ermeni savlarını neden destekliyor?
Almanya ayrıca Ermeni savlarını açıktan ve el altından destekleyen ülkelerin başında geliyor. Gerek kurumları aracılığı ile, gerekse de Türkiye'deki vakıf örgütlenmelere pompaladığı paralarla Ermeni savlarını yayıyor. Bunun nedeni "tek bilinen soykırımcı ülke" ağırlığından biraz olsun kurtulabilmek, "öteki soykırımcı uluslar" olduğunu göstermek. Bunu yaparken de gözüne Türkiye'yi kestirmiş durumda. En çok dışsatım yaptığı, ekonomik sömürgesi olan Türkiye'den bu yolla da yararlanmak istiyor.
Alman Federal Meclisi Başkanı, Almanya'nın eski sömürgesi Namibya'da işlenen suçları ‘soykırım‘ olarak nitelendirdi.
Alman Meclisi Başkanı Norbert Lammert, Almanya'nın Namibya'da işlediği suçları ‘soykırım‘ olarak nitelendirdi. Lammert "Ermenilere soykırım yapıldığını söyleyenler, Alman ordusunun 'Alman-Güneybatı Afrikası'nda halka karşı işlediği suçları da bu biçimde tanımlamalıdır' dedi. Norbert Lammert, Almanya'da yönetimde olan CDU (Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi) üyesi.
Lommert Die Zeit'teki yazısında, "Soykırımın günümüzdeki ölçütlerine göre değerlendirildiğinde Herero ayaklanmasının bastırılışı bir soykırımdır“ dedi. Nisan ayında Ermeni savlarını tanıyan Norbert Lammert, Almanların kanıtlanmış soykırımından sözederek bir anlamda günah çıkarmış oldu.
"Alman Güneybatı Afrikası"
Almanya öteki Avrupa ülkelerinin tersine sömürge edinmeye geç başladı. Bunda Almanya'nın ulusal birliğini çok geç kurması ve denizci olmamaları büyük etken oldu. Ancak yine de bu ne yazık ki Almanların acımasız sömürgeci olmalarına engel olamadı.
Alman sömürgesiyken "Alman Güneybatı Afrikası" adı verilen yerin adı bugün 'Namibya'. Namibya, Afrika'nın güneyindeki Güney Afrika ülkesinin kuzey batısında yeralıyor. Namibya Almanlardan kurtulduktan sonra uzun süre ırkçı apartheid ("ayrılık") yönetiminde olan Güney Afrika'nın elegeçirmesi altında kaldı.
Namibya 1884-1915 yılları arasında "Alman Güneybatı Afrikası" adı altında Alman sömürgesiydi.
Alman generalden "Çocuk, kadın farketmez, hepsini öldürün" emri
1904'te bu Alman sömürgesinde Herero halkının ayaklanmasında Alman general Lothar von Trotha tüm Herero halkının öldürülmesi emrini verdi. von Trotha verdiği emirde "Her Herero'yu, ister hayvanlarıyla, ister yalnız olsun, gördüğünüz yerde öldürün. Çocuk ve kadınlara da acımayın, hepsini öldürün".
1904'ün Ağustos ayındaki Waterberg savaşını kazanan Almanya, Herero halkı üzerinde büyük bir kıyım başlattı.
Almanların sayımlarına göre 90-100 bin arasında Herero Almanlarca öldürüldü. Ancak gerçek sayının bundan çok daha yüksek olduğu sanılıyor. Almanlardan kaçabilenler Kalahari çölüne kaçtılar. Bunun üzerine general Von Trotha çölün çevresine 200 mil uzunluğunda bir çit çekerek kaçabilenlerin çölden çıkmasını engelledi. Onları aç ve susuz bıraktı. Almanlar aç ve susuz bırakma yoluyla öldürülen Herero ve öteki halklarla birlikte soykırımın sonucunun çok daha yüksek olduğu sanılıyor...
Bir biçimde öldürülmekten kurtulan çocuk ve kadınlar köle kamplarına götürüldüler. Zorla çalıştırıldılar, kobay hayvanlar gibi sağlıkbilimi denemelerinde kullanıldılar. Tıpkı II. Dünya Savaşı'nda yine Alman doktor Mengele'nin Museviler üzerinde yaptığı acımasız deneyler gibi... Bu köleler öldükten sonra bile Almanların elinden kurtulamadılar. Kafatasları "ek deneyler" için Almanya'ya götürüldü. Ancak 2011 yılında Namibya'ya geri gönderildiler ve gömüldüler...
(görsel: soykırımdan kurtulan birkaç Herero).
(Görsel: Güneybatı Afrika'daki soykırıma katılan Alman askerlerden birkaçı.)
Almanlar için Namibya Soykırımı Musevi Soykırımı'nın alıştırması oldu!
Namibya Soykırımı'na katılanlardan genç Alman askeri Franz von Epp, ülkesine yazdığı mektupta "Yeryüzü yeniden paylaşılıyor. Zaman içinde daha çok alana gerek duyacağız ve kılıç yardımıyla da bunu elde edeceğiz" diyordu. Bu genç Alman askeri Franz von Epp, daha sonra Hitler döneminde önemli nir Nazi oldu ve Bavyera'nın "Reichkomissar"ı konumuna yükseldi... Namibya Soykırımı 20. Yüzyıl'ın ilk soykırımı olarak daha sonra Almanların yapacağı Musevi Soykırımı'na örnek oldu...
Almanya Namibya Soykırımını tanımıyor!
Namibya Soykırımı ilk kez 1982 yılında BM'in yayınladığı bir raporda "20. Yüzyılın ilk soykırımı" olarak geçti. Ancak Almanya bu konuyu geçiştirdi. 2004 Yılında Namibya'ya giden bir Alman bakan "olanlardan üzüntü duyduklarını" belirtti.
2015 Yılında Alman Meclisi Bundestag'da konuşan Yeşiller milletvekili Cem Özdemir '"20. Yüzyılın ilk soykırımını işleme" gibi istenmeyen bir nitelik Almanya'nındır" dedi. Ancak ne Cem Özdemir, ne de öteki Alman milletvekilleri bu soykırımın tanınması için Alman meclisi'ne önerge vermediler.
Almanya Namibya Soykırımı'nı hiçbir zaman tanımadı, sorumluluk alıp bedelini ödemeye yanaşmadı.
Almanya'nın Yahudi Soykırımı için "Nazi" bahanesi de ortadan kalkıyor!
Namibya Soykırımı'nın Almanlar için en kötü yanı şu: Almanlar şimdiye dek II. Dünya Savaşı'nda yaptıkları Yahudi Soykırımı'nı "Almanların geçmişinde sıradışı bir olay" olarak nitelendiriyorlardı. Bunu da Almanya'da yönetimi neredeyse "rastlantı olarak Nazi'lerin ele geçirmiş olmasına" bağlıyorlardı. Hem Alman hem de Batı yayınlarında genelde Nazilerden sanki Alman değilmiş, başka bir ulusmuş gibi sözediliyor. Yahudi soykırımı'ndan sözedilirken, çoğu zaman "Almanların" değil de "Nazilerin" yaptığı soykırımdan sözediliyor.
Almanlar artık "Naziler ve Yahudi soykırımı geçmişimizdeki sıradışı bir olaydı" diyemez.
Ancak Namibya Soykırımı Almanların bu kuramını temelinden sarsıyor. Almanları en çok ta bu korkutuyor.
Ancak Almanya'da Nazi partisinin gücü ele geçirmesinden en az 30-35 yıl önce Namibya'da yapılan bu soykırım, Yahudi Soykırım'ının hiç de "rastlantısal" birşey olmadığını ortaya koyuyor. Almanya'daki ırkçı kurumsallaşmanın Nazi'lerden çok daha öncesine dayandığını gösteriyor. Örnekse; Almanlar öldürdükleri Herero'luların kafataslarını Berlin'deki "Kaiser Wilhem" kurumuna gönderiliyordu. Orada da bu kafatasları ölçülerek, Almanların ırkçı kuramlarına kanıt yaratılmaya çalışılıyordu. Bu kurumda çalışan doktorlardan birisi sonra çok ünlü olacaktı: Nazi döneminde Yahudileri kobay olarak kullanan, canlı kişiler üzerinde deneyler yapan, onları öldüren doktor: Josef Mengele.
Alman Neo Nazi terör örgütü NSU'nun 8'i Türk 10 kişiyi öldürmesinde Alman derin devletinin ne gibi bir payı var? Bunun açığa çıkarılabilmesi için Almanya'da kurumsal ırkçılığın Namibya Soykırımından öncesinen, Yahudi Soykırımından sonrasına dek olan gelişme sürecine bakılması gerekiyor.
No comments
Rastlantı bu ya, benim de birkaç gün önce haberim oldu.
vay be bu Avrupalılar ne ikiyüzlü. Aşağılık herifler.